İlk olarak 1930’larda keşfedilen serotonin; beslenme, uyku, ruh hali ve biliş gibi sayısız davranışa aracılık eden bir nörotransmiterdir. Serotonin seviyelerini değiştiren ilaçlar, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumların yanı sıra yeme bozukluklarını tedavi etmek için de kullanılır.
Thompson Enstitüsü’nden Frank Schroeder ve ekibinin New York’ta bulunan Columbia University ile yürüttüğü ortak çalışma bulguları şimdiye kadar doğru kabul edilmiş 2 farklı fizyolojik modelde hatalar olduğunu iddia etti. Uzun yıllar boyunca araştırmacılar, serotoninin farklı bir moleküler yolla yapıldığını ve daha sonra serotoninin hızla bozulduğunu iddia etmişlerdi.
Bulgular, 10 Ekim’de Nature Chemical Biology’de yayınlandı.
Schroeder, “Model sistemimizde üretilen serotoninin yaklaşık yarısı yeni bir paralel biyosentetik yol oluştuğunu keşfettik” dedi. “Çoğu insan serotoninin üretiminden sonra hızla parçalandığını düşünür, ancak durum pek öyle gözükmüyor. Serotonin bazı aktivitelerinden sorumlu olan diğer bileşikler için bir yapı taşı olarak kullanılıyor.” dedi.
Serotonin, anksiyete, depresyon ve beslenme tedavilerinde sık kullanılıyor. Bu bulgular karşı serotonine farklı bakış açıları kazandırabilir.